İSMET KOYUN: Şimdilik dijital çağın hippileriyiz

İSMET KOYUN: Şimdilik dijital çağın hippileriyiz

Röportaj:

EN KORKUNCU, YAPAY ZEKANIN İNSANDAN BAĞIMSIZLAŞMASI

Herşey yapay zekanın, yani dijital zekanın nasıl ve ne için kullanılacağına, gücün kime ya da neye hizmet edeceğine bağlı! Dijitalin gücü, daha fazla güç ve para için kullanılacak olursa insanlığın da sonu gelir.

Uyumaya, yemeye, içmeye ihtiyacı olmayan, güneş gibi sınırsız bir enerji kaynağına sahip olan bir dijital güç, bildiğimiz dünyanın sonu demek olabilir. Bu yeni düzene ayak uyduramayan ülkeler köleleşebilir. İnsanlar robotlara hizmet eden canlılar haline gelebilir.

Bu noktada yapay zeka teknolojilerini geliştirirken çok dikkatli hareket etmek ve insanların bilgilerini, mahremiyetlerini, kısaca altın değerinde olan veriyi saklamak kritik öneme sahip. Eğer verimize sahip çıkamazsak sadece mahremiyetimizi değil, özgürlüğümüzü ve insanlığımızı da kaybedebiliriz.

Röportaj: Aydın ULUN |

Vitrin: Dijital zamanlar derken ne anlamalıyız?

İsmet Koyun: Yeni bir çağ başladı artık. Adı “dijital çağ”. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Tam anlamıyla her şeyimiz dijitalleşecek. Fiziksel dünya ile dijital dünya arasındaki sınırlar gittikçe daha belirsiz hale geliyor. Sanal ile gerçeği birbirinden ayırt edemeyeceğiz yakında.

Vitrin: Peki bizi nasıl bir dijital dünya bekliyor sizce?

İsmet Koyun: Bizi bekleyen gelecek çok parlak da olabilir ama korkutucu, kötü bir gelecek de olabilir. Hatta o kadar kötü olabilir ki, teknolojinin gücü insanlığın sonunu bile getirebilir. Teknolojiye artık ürün demek istemiyorum. Teknolojinin sahip olduğu güç yakın gelecekte belki de kendisi ürün geliştiriyor ve karar alıyor olacak yapay zekadan bahsediyorum. Bu dijital zekanın nasıl ve ne için kullanılacağı, gücün kime ya da neye hizmet edeceğini belirleyecek. Burada insanlığın kadim yol ayrımı ortaya çıkacak. Dijitalin gücü daha fazla güç ve para için kullanılacak olursa insanlığın da sonu gelir.

Vitrin: Yapay zekanın korkutucu gücünden korunmak için ne yapılabilir?

İsmet Koyun: Sorun aslında yapay zekanın kendisi değil. Ameliyat edebilen cerrah robotlar, kendi kendine giden otomobiller, belli bir bölgede güvenliği sağlamak için karar alabilen yazılımlar insanlığın hayatını kolaylaştıracak gelişmeler. Sorun, kendi kendini değiştirebilen ve geliştirebilen algoritmalar olacak. Yani asıl problem, yapay zekanın insandan bağımsız hale gelebilme olasılığı. Uyumaya, yemeye, içmeye ihtiyacı olmayan, güneş gibi sınırsız bir enerji kaynağına sahip olan bir dijital güç, bildiğimiz dünyanın sonu demek olabilir. Bu yeni düzene ayak uyduramayan ülkeler köleleşebilir. İnsanlar robotlara hizmet eden canlılar haline gelebilir. Bu noktada yapay zeka teknolojilerini geliştirirken çok dikkatli hareket etmek ve insanların bilgilerini, mahremiyetlerini, kısaca altın değerinde olan veriyi saklamak kritik öneme sahip. Eğer verimize sahip çıkamazsak sadece mahremiyetimizi değil, özgürlüğümüzü ve insanlığımızı da kaybedebiliriz. 60’larda hippiler vardı biliyorsunuz. Şu an dijital çağın hippisiyiz hepimiz. Ama buradan sonra daha fazla gidecek yol yok. Ortaya saçılmış hayatlarımız bizi mutlu etmeyecek. Nasıl ki hippilerin sonu geldi, sosyal medya ile pompalanan ortalık yerde yaşanan hayatların da sonu gelecek. Gelmeli. Mahallelerimize geri dönmeliyiz. İnsan doğası gereği güvenli sınırlarına geri çekilmek ister her zaman. Sınırsız internet dünyası için de bu böyle. Elbette globalleşmeyi reddedecek halimiz yok. Ama bu güvenli sınırlar içerisinde kalmalı. Bizim bilgilerimizi, verimizi ticari birer araç olarak kullanmalarına izin vermemeliyiz. Çünkü bunun sonu yok, birkaç adım sonrasında hepimiz veriyi elinde tutan tekellerin kölesi olacağız. Nasıl yaşayacağımıza, hatta ne düşüneceğimize bile onlar karar verecek.

SİBER SAVAŞLAR BAŞLADI BİLE 

Vitrin: “Made in Germany”yi yaratan Türk unvanını hak etmek zor oldu mu, kısaca anlatır mısınız?

İsmet Koyun: Bu unvan benim ekibimle ve ailemle beraber 30 sene inanarak çalışmamın bir sonucudur. Uzun vadeli düşünerek, Ar-Ge’ye yatırım yaparak ve inovasyonu referans alarak çalışmak, bizi bu noktaya taşıdı. Türkler maalesef genellikle yüksek teknoloji içeren işlerle yan yana anılmadığı için, bir Türk olarak Almanya’da bilinen bir teknoloji firması yaratmak benim için çok büyük zevk oldu.

Vitrin: Dijital hayatın korkulu rüyası hacker’lar. Siber savaşlar konusunda neler söylersiniz?

İsmet Koyun: Artık yeni çağda bildiğimiz türden geleneksel savaşlar sadece geri kalmış ülkelerde organize ediliyor olacak. Bunlar da maalesef Ortadoğu ve Afrika ülkeleri. İlerlemiş ülkelerin savaşları ise dijital ortamda gerçekleşecek. Siber savaşlarda ülkelerin finans kurumları ve enerji kaynakları gibi alanlarına saldırılar düzenlenecek. Ki bu savaşlar son yıllarda başladı bile. İleride bir siber savaş durumunda bir şehirde birden elektriklerin kesildiğini, otomobillerin yol ortasında durduğunu, fren sistemlerinin çalışmadığını, uçakların havalanamadığını göreceğiz. Bunların hiçbiri uzak ihtimal değil. Güçlü ülkeler hava, kara, deniz ordularının yanı sıra artık siber ordular da kurmaya başladı biliyorsunuz.

TÜRKİYE ÜZERİNDE OYUNLAR OYNANIYOR 

Vitrin: Silikon Vadisi’nde mi yoksa Çorum’da bir vadide mi geçirmek isterdiniz hayatınızı?

İsmet Koyun: Her gün kendime bu soruyu soruyorum, ben felsefeye inanan biriyim, her şeyi bırakıp bir yazar, bir düşünür olmak isterim. Bu da sadece doğa ile baş başa kaldığımızda mümkün olabilir bana göre. O nedenle aslında içsel olarak Çorum vadilerini tercih ederim. Ama madem 30 yıl önce çıktık bir yola, o zaman bildiklerimizi Silikon Vadisi’ne de göstermek isterim.

Vitrin: Sizce Türkiye dijitalleşmenin neresinde?

İsmet Koyun: Üzülerek söylüyorum ki maalesef bugün Türkiye üzerinde çok büyük oyunlar oynanıyor. Başımıza bir sürü dert açılıyor, insanlar birbirlerine düşman ediliyor. Komşu ülkelerimiz kan gölü olmuş durumda, savaşlar almış başını gidiyor, insan insana kırdırılıyor. İnsanlar emperyalizmin oyuncağı haline getirilmiş. Bu gibi bölgesel sorunlar nedeniyle ülkemiz de enerjisini doğru kanallara aktaramıyor tam olarak. Enerjisi bölünüyor. Bu aslında az gelişmiş ülkelerin genel sorunu. Dijital dünyaya ayak uydurabilmek için öncelik eğitim kalitesini yükseltmek olmalı. Eğitime yatırım yapan ülkeler, dijital dünyadaki güçten alacakları payı da garantilemiş oluyorlar. Ülkemizde neye ne kadar yatırım yapıldığı konusunda net bilgim olmadığı için tam bir yorum yapamayacağım bu konuda. Umarım eğitime iyi yatırım yapılıyordur yoksa Allah yardımcımız olsun. Yani eğitim ve Ar-Ge’ye yapılan yatırımlarda üst sıralarda değilsek, sürünmeye devam…

 
KİM

İsmet Koyun, KOBİL adlı dijital yazılım firmasının sahibi ve hem Türk hem Alman vatandaşı. 

18 yaşında öğrenci olarak geldiği Almanya’da açılışını eyalet başbakanın yaptığı Worms’taki KOBİL isimli şirketiyle, 18 ülkede bir yılda 3 milyon işlem gerçekleştirdi. 1986’da kurduğu şirketiyle Alman dijital güvenlik ve dijital kimliğini de hayata geçirme başarısını gösterdi.

Alman medyasının,  ”Made in Germany’i yaratan Türk” sıfatını taktığı İsmet Koyun, yılda 20 milyona yakın Ar-Ge’ye harcama yapıyor. 2018 yılı cirosu ise 1 milyar Euro olarak hedefleniyor.
Almanya’da DATEV’in yanı sıra dev Alman firmaları ve bankalarının dijital güvenlik hizmetlerini üstlenen KOBİL’in, ABD’de Silikon Vadisi’nde, Hindistan, Ukrayna, Rusya, Fransa ve Türkiye’de ofisleri bulunuyor
KİMDİR

 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*